Herkes İçin Özgürlük İstiyoruz!
En masum insan hak ve hürriyetlerinden sayılan kılık kıyafet özgürlüğünün, saklı resmi ideoloji nezdinde halen devletin bölünmez bütünlüğü ve milli güvenliği ile milli egemenliğine zarar vereceği ve ciddi şekilde bozacağı şeklinde vehim, vesvese ve akla zarar beyanatlarla dillendirilmeye devam edildiğini kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilere serbest kıyafet özgürlüğü tanıyarak olumlu bir adım atmıştır. Biz kıyafet serbestliğinin öğretmenleri ve memurları da kapsaması gerektiğini söylerken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın forma ve önlük uygulamasına geri döneceği konuşuluyor. Bu Türkiye’nin ve eğitim sisteminin geriye gitmesi demektir” diye konuştu.
Devletin, öğrencinin, öğretmenin, memurun ve vatandaşın kılık kıyafetiyle uğraşmaktan vazgeçmesi gerektiğini kaydeden Gürkan Avcı, “Yirmi birinci yüzyılda teknolojinin ve uzay çağının eşiğinde halen insanların kılık kıyafetiyle, saçıyla sakalıyla, kravatıyla, etek boyuyla uğraşıyoruz. Olacak iş değil” dedi.
Devletin demokrasi korkusunu yenmesi gerektiğini kaydeden Gürkan Avcı, 2007 yılında 411 milletvekilinin oyuyla kaldırılan başörtüsü yasağını iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’yi hem başörtüsü ayıplarından, hem de demokrasiyi ilgilendiren özgürlük ve insan hakları alanındaki tüm ayıplardan kurtarmak gibi telafi edici ağır bir borcu olduğunu söyleyerek, “Mahkemelerimiz dâhil Devletin tüm kurumları milletin bağrından çıktığını ve Türkiye’nin derin vicdanının sesi olduğunu ispatlamakla mahkûm ve mecburdur” dedi.
Demokratik yönetimlerde, devletin ne de başka birilerinin, kimsenin ne giyeceği ve giymeyeceği konusunda bir dayatma yapma hakkı olamayacağını, bireyin özgünlüğüne rağmen ona belirli bir giyim şeklini dayatma hakkının bulunmadığını söyleyen Avcı, “Başörtüsü dâhil kıyafet özgürlüğünü savunmak tarihsel sorumluluğumuzdur ve demokrasi, hak ve hukuk mücadelemizin bütünlüğünü anlamlandıran önemli bir konudur. Kıyafet özgürlüğü herhangi bir parti, ideoloji, cemaat ya da dindarların savunulması değil, insanı savunmaktır, mutlu ve yaşanabilir Türkiye’yi savunmaktır. Kıyafet serbestliğinin partiler arası bir münakaşa malzemesi haline dönüştürülmesinden de rahatsızlık duyuyoruz” dedi.
Kıyafet dayatmasının eğitim psikolojisiyle, pedagojiyle ve sağlıklı kamu çalışma hayatıyla uyuşmadığını söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Eğitim ve bilim özgür ortamlarda ve özgür bireylerin kafalarında yeşerir. Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’dan cunta gölgesinde çıkarılan kıyafet yönetmeliğini toptan kaldırarak demokratik ilkeler ve pedagojik temayüller doğrultusunda yenilemesini bekliyoruz. Kıyafet özgürlüğü sonrasında isteyen öğretmen yine takım elbise ve kravatla okula gelsin. Arzu eden veli de öğrencisini mavi önlük yahut okul üniformasıyla okula gönderebilir. Çocukların kendilerini ilgilendiren konularda söz söyleme hakkı olduğunu hatırımızdan çıkarmayarak ve dahası Türkiye’nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi dikkate alınarak, eğitimde monolitik bir kültür ve psikolojik baskı oluşturan mevcut kıyafet yönetmeliği değiştirilmelidir. Önlük ve formanın eğitimde kural ve disiplin oluşturduğu yönündeki ifadeler çok sığ ve sakıncalı iddialar olmaktan öteye geçememektedir. Öte yandan önlük ve formanın zengin ve fakir öğrenci ayrımını ortadan kaldırdığı yönündeki beyanatların çocuklarımızdan gerçekleri saklamak ve onları kandırarak masumiyetlerini kullanmak anlamına geldiğini özellikle belirtmek istiyorum” dedi.
Demokratik Eğitimciler Sendikası
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.