MİLLİ EĞİTİM’DE DEPREM
Yayınlanma:
MİLLİ EĞİTİM’DE DEPREM
Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nün 6/2/2014 tarihli yazısıyla Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Mille...t Meclisi Başkanlığı’na gerekçesiyle birlikte gönderilmiştir.
DEVLETİN DEĞİL HÜKÜMETİN ÖĞRETMENLERİ
İşe yeni başlayan öğretmenlerin iş güvencesi yok edilmektedir. KPSS’yi kazanarak stajyer öğretmen olanlar, en az bir yıl çalışmalarının ardından adaylık döneminde herhangi bir disiplin cezası almamak ve müdürün yapacağı sözde performans değerlendirmesinde başarılı olmak koşuluyla önce yazılı sonra da sözlü sınava girmeye hak kazanacaktır. Bu sınavları kazanamayanlar başka bir il emrine atanacaklardır. Bu ikinci bir yıllık uygulamalardan sonra da bu aşamaları geçemeyenler öğretmenlik hayallerine veda edecektir.
DERSHANELERDE DERSE GİRENLER MEB’E ALINACAK
Dershanelerde ders anlatanlar, 6 yılı doldurmuş olmak kaydıyla pedagojik formasyonları olup olmadığına, Eğitim Fakültesi mezunu olup olmamalarına dolayısıyla öğretmenlik vasfı taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın KPSS’siz ve yalnızca mülakatla Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna alınacaktır.
BAŞTAN AYAĞA ADAM KAYIRMACILIK
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müsteşar hariç merkez ve taşra teşkilatlarındaki 4 yılını doldurmuş bütün idarecilerin görevine son verilecektir. Pek çoğu sınavla idareci olmuş yaklaşık 100.000 okul müdürü, müdür baş yardımcısı ve müdür yardımcısı koltuklarından edilerek kendi okullarında öğretmenliğe geçirilecektir.
Okul ve kurum müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürü’nün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Müdür Yardımcıları ise kurum veya okul müdürünün isteği ve İl Milli Eğitim Müdürü’nün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilecektir.
Sınavla idareci olma dönemine son verilmektedir. Kimlerin, neye göre idareci olarak görevlendirileceğinin takdirini size bırakıyoruz.
MEB’DE DİKTATÖRLÜK
Bütün yetkiler Bakan’da ve onun yardımcısı konumundaki Müsteşar’da toplanmaktadır. Milli Eğitim Bakanı’na kayıtsız şartsız biçimde herhangi birini kadrolu öğretmen olarak atama yetkisi de verilmektedir.
Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın yetkileri tırpanlanmakta ve kurul Milli Eğitim mevzuatı konusunda karar veren değil görüş bildiren konuma indirgenmektedir. Başbakan’ın sözlü bir talimatıyla bile milyonların kaderini belirleyen milli eğitim sisteminde keyfi uygulamalara gidilmesinin yolu açılmaktadır.
GELİNEN NOKTA ve DİĞER EĞİTİM SENDİKALARI
Milli Eğitim’de Ömer Dinçer zamanında başlatılan bu sistematik operasyonlara Atasen olarak hep karşı durduk. AKP hükümetlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bir parti devleti haline getirmeyi hedefleyen uygulamalarına hep karşı çıktık.
Biz bunları yaparken malum bir sendika yandaşlık, malum başka bir sendika ise koltuk değnekliği yapıyordu. Şimdi gelinen noktada ise bunların göstermelik bağırmalarının ne kadar kıymeti vardır?
Gelinen noktada destekçiler hatta yandaşlar bile tepelenmektedir. AKP’nin uygulamalarına yıllarca yalakalık yapanlar, örtülü destek verenler fazlasıyla kullanılmıştır ve artık kenara atılmaktadır. Yalakalığın, yandaşlığın, örtülü destekçiliğin geldiği, gelebileceği nokta işte budur.
Bütün bu olup bitenlere karşı onurlu duruş sergilemek isteyen bütün öğretmenleri, akademisyenleri ve eğitim çalışanlarını http://www.atasen.org.tr/uyelik/uyelik.htm bağlantısından Atasen’e üye olmaya davet ediyoruz.
ATASEN
Ata Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası
DEVLETİN DEĞİL HÜKÜMETİN ÖĞRETMENLERİ
İşe yeni başlayan öğretmenlerin iş güvencesi yok edilmektedir. KPSS’yi kazanarak stajyer öğretmen olanlar, en az bir yıl çalışmalarının ardından adaylık döneminde herhangi bir disiplin cezası almamak ve müdürün yapacağı sözde performans değerlendirmesinde başarılı olmak koşuluyla önce yazılı sonra da sözlü sınava girmeye hak kazanacaktır. Bu sınavları kazanamayanlar başka bir il emrine atanacaklardır. Bu ikinci bir yıllık uygulamalardan sonra da bu aşamaları geçemeyenler öğretmenlik hayallerine veda edecektir.
DERSHANELERDE DERSE GİRENLER MEB’E ALINACAK
Dershanelerde ders anlatanlar, 6 yılı doldurmuş olmak kaydıyla pedagojik formasyonları olup olmadığına, Eğitim Fakültesi mezunu olup olmamalarına dolayısıyla öğretmenlik vasfı taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın KPSS’siz ve yalnızca mülakatla Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna alınacaktır.
BAŞTAN AYAĞA ADAM KAYIRMACILIK
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müsteşar hariç merkez ve taşra teşkilatlarındaki 4 yılını doldurmuş bütün idarecilerin görevine son verilecektir. Pek çoğu sınavla idareci olmuş yaklaşık 100.000 okul müdürü, müdür baş yardımcısı ve müdür yardımcısı koltuklarından edilerek kendi okullarında öğretmenliğe geçirilecektir.
Okul ve kurum müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürü’nün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Müdür Yardımcıları ise kurum veya okul müdürünün isteği ve İl Milli Eğitim Müdürü’nün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilecektir.
Sınavla idareci olma dönemine son verilmektedir. Kimlerin, neye göre idareci olarak görevlendirileceğinin takdirini size bırakıyoruz.
MEB’DE DİKTATÖRLÜK
Bütün yetkiler Bakan’da ve onun yardımcısı konumundaki Müsteşar’da toplanmaktadır. Milli Eğitim Bakanı’na kayıtsız şartsız biçimde herhangi birini kadrolu öğretmen olarak atama yetkisi de verilmektedir.
Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın yetkileri tırpanlanmakta ve kurul Milli Eğitim mevzuatı konusunda karar veren değil görüş bildiren konuma indirgenmektedir. Başbakan’ın sözlü bir talimatıyla bile milyonların kaderini belirleyen milli eğitim sisteminde keyfi uygulamalara gidilmesinin yolu açılmaktadır.
GELİNEN NOKTA ve DİĞER EĞİTİM SENDİKALARI
Milli Eğitim’de Ömer Dinçer zamanında başlatılan bu sistematik operasyonlara Atasen olarak hep karşı durduk. AKP hükümetlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bir parti devleti haline getirmeyi hedefleyen uygulamalarına hep karşı çıktık.
Biz bunları yaparken malum bir sendika yandaşlık, malum başka bir sendika ise koltuk değnekliği yapıyordu. Şimdi gelinen noktada ise bunların göstermelik bağırmalarının ne kadar kıymeti vardır?
Gelinen noktada destekçiler hatta yandaşlar bile tepelenmektedir. AKP’nin uygulamalarına yıllarca yalakalık yapanlar, örtülü destek verenler fazlasıyla kullanılmıştır ve artık kenara atılmaktadır. Yalakalığın, yandaşlığın, örtülü destekçiliğin geldiği, gelebileceği nokta işte budur.
Bütün bu olup bitenlere karşı onurlu duruş sergilemek isteyen bütün öğretmenleri, akademisyenleri ve eğitim çalışanlarını http://www.atasen.org.tr/uyelik/uyelik.htm bağlantısından Atasen’e üye olmaya davet ediyoruz.
ATASEN
Ata Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.