SENDİKALAR HANGİ DAVALARIN OYUNCAKLARI?

SENDİKALAR HANGİ DAVALARIN OYUNCAKLARI?
Yahya ASLAN Yazdı: Sendikalar siyasetin, sendikacılar da siyasetçilerin oyuncağı mıdır? Dilerim, sendikalar siyasetin oyuncakları olmaktan çıkar, nasıl çıkacağı ise açıktır, yönetici düzeyindeki sendikacılar tarafından hiçbir şekilde bir çıkar bağı kurulmadığı takdirde toplu sözleşme masaları ve diğer kurul, şura masaları oyun olmaktan çıkacak ve gerçeklerle yüzleşilecektir.

 2015 yılına daha 10 gün önce merhaba dedik. Bu nedenele 2015 yılı için tazecik bir yıl diyebiliriz. 2015 yılına girerken birçok iyi ve güzel dilekler sunuldu, malum insanın tükenmeyen ekmeğidir umut. O tükenmediği müddetçe de, iyi ve güzel olanı arzu etme duygusu hiç ölmeyecek hep diri kalacak. Her neyse, yazımızın asıl konusu bunlar değil elbette. Bu, yazımızın yalnız girizgahını teşkil ediyor.

Malum, 2015 yılı içerisinde ülkemizde milletvekili seçimleri olacak. Seçimler öncesinde birçok kimse de, yasalar uyarınca görevlerinden istifa etmek zorunda kalacak. Zira; hem milletvekili aday adayı olup hem de mevcut göreve devam edilemiyor. Her ne kadar hukukumuz paralel çizgi etkisi altında kalmış olsa da, hukukun gereklerini yerine getirmek bir milletvekili aday adayı için önem arz ediyor. Bu bağlamda, başta öğretmenler olmak üzere kamu görevlilerinin çok yakından tanıdığı bir isim, görevinden istifa ederek, milletvekili aday adaylığı için kanat çırpmaya başlamıştır. Bu isim, MEMUR SEN genel başkanı aynı zamanda EĞİTİM BİR SEN genel başkanı AHMET GÜNDOĞDU’dur. Elbette, Ahmet GÜNDOĞDU’nun siyaset sahnesinde yer almak için böyle bir hamlede bulunması hiç kimse için sürpriz olmadı. Çünkü o kadar çok belirtisi ve iması vardı ki... Açın EĞİTİM BİR SEN ve MEMUR SEN ile ilgili yayınları ve okuyunuz ulusal basında kendisi hakkında çıkmış birkaç haberi, o zaman gerçekten söylediğin gibi çok iması ve belirtisi varmış diyeceğinizi tahmin ediyorum.

Öncelikle ifade etmek isterim ki, sendikacıların elbette siyaset sahnesinde yer almalarında bir mahzur yok. Zira; bundan önceki dönemlerde de, birçok sendikacı istifa ederek milletvekili aday adayı olmuş, bir kısmı milletvekili adayı olarak kendine yer bulmuş, hatta bir kısmı da milletvekili olarak meclise girmiştir. Şu anki TBMM’de de, sendikacı milletvekileri bulunmaktadır. Bundan dolayıdır ki, Türkiye’de sendikacıların siyaset sahnesine girişleri, girişimleri her dönem süregelen hatta alışılagelen bir durumdur diyebiliriz. Fakat, bu kanıksanmış halin, sendikal çatı altında örgütlenmiş olan kitlelere izahı pek mümkün olmuyor. Kitlelerin, algılarında milletvekili sendikacılar çok da iyi bir yere oturtulmuyor. Kamuoyunun bu algısı ile bakan nazarda, sendikal eylemler, etkinlikler, çalışmalar hatta üyeler sendikacının basamakları çıkması için birer ayak olmuş oluyor. Sendikacı bu ayakları çok iyi kullanarak kişisel bir atılım yapmış oluyor. Elbette, siyasete göz kırpan sendikacılar, yol haritalarını da bu nazarda bir bakış açısı ile çiziyor. Politik bir duruşa saplanmaması gerekli sendikacı, siyasete göz kırpan bir yol haritası çizdiği için de buna göre şekil alarak, sendikal alanlarda cirit atıyor. Hatta şöyle bir tüyo verebilirim, milletvekili olmak isteyen bir sendikacı, kendisine uygun siyasi parti ile sıkı fıkı bir ilişki kurarak girişimlerini başlatıyor, en sonunda da bu ilişkiyi geliştirdiğini anlayınca milletvekilliğine göz kırpmaya başlıyor.

Bu bağlamda düşünüldüğünde Sayın GÜNDOĞDU da, aslında toplu sözleşme masalarındaki pozisyonu ile sendikal programlarına bazı siyasetçileri çağırıp onları habire alkış yağmuruna tutturarak, bir sendikacı siyasete nasıl göz kırpar? sorusunun cevaplarını göstermiştir. Hem de olağandışı bir aleniyet ile... Bu kadarı da fazla dediğimiz zamanlar çok olmuştur... Alkışların adedini çıkarmak için alkışmatikler bile alkışlara yetişemeyerek çok zor duruma sokulmuştur... TOPLU ALKIŞLARIN, AHMET GÜNDOĞDU’nun milletvekilliğine göz kırpması olarak gözüktüğü ta o zamanlar birçok kişi tarafından dillendirilmiştir. Bu durumda ise sendikalar siyasetin, sendikacılar da siyasetçilerin oyuncağı mıdır? sorusunu sormadan edemiyorum kendime. Dilerim, sendikalar siyasetin oyuncakları olmaktan çıkar, nasıl çıkacağı ise açıktır, yönetici düzeyindeki sendikacılar tarafından hiçbir şekilde bir çıkar bağı kurulmadığı takdirde toplu sözleşme masaları ve diğer kurul, şura masaları oyun olmaktan çıkacak ve gerçeklerle yüzleşilecektir. Gerçeklerin naraları karşısında siyasetçilerin inanınız ki nutku tutulacaktır. Ama EN ÖNCE, KİTLELER GERÇEKLERİ AVAZI ÇIKTIĞINCA HAYKIRAN SENDİKACILARLA KAVUŞUM İÇİNDE OLABİLMELİ VE HAK MÜCADELESİ SAVAŞIMINI BÖYLE BAŞLATABİLMELİDİR.

UNUTULMAMALIDIR Kİ, GÖBEK BAĞI İLE BEL BAĞLAYAN GÜYA SENDİKACILARI DEĞİL, DOĞRU VE GERÇEK SENDİKACILARI TERCİH EDEREK KİTLELER DEĞER VE ÖNEM KAZANIR. ÖRGÜTLÜ YAPILARDA, ÜSTÜNLÜK BİREYLERDE DEĞİLDİR, KİTLELERDEDİR... VE KİTLESEL ÇIKARLAR, BİREYSEL ÇIKARLARIN DAİMA ÖNÜNE GEÇEBİLMELİDİR...

Ayrıca, Ahmet GÜNDOĞDU, milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa ederken yapmış olduğu açıklamalarla da çok konuşulacağa benziyor. Açıklamada, şu ifade dikkatimi çekti, aynen aşağıya alıyorum.

‘’ farklı bir zemininde davaya hizmet...’’

Farklı zeminde davaya hizmet ifadesi ile aklıma birkaç soru takıldı:

1-      Dava nedir?

2-      Hizmet nedir?

Sendikal anlamda dava, yalnızca üyelerinin değil tüm hizmet kolundaki kişilerin hak ve hukuklarını gözeterek hareket etmektir, sendikal manada Sayın GÜNDOĞDU, haksızlıklara-hukuksuzluklara karşı dava şuuru ile hareket etmemiştir. Örneğin, yönetici kıyımı sürecinde o tersten bakmıştır olaya yine...

Sendikal anlamda hizmet, bize eğitim, bilim hizmet kolunu çağrıştırıyor... Bu hizmet kolundaki hizmetleri ise al gülüm ver gülüm oyunlarının ya da danışıklı dövüşlerin çıktılarından daha ileri gidemedi...

Şimdi, sendikal anlamda anladığımız şekilde bu dava ve hizmet şuurunu farklı bir zemine yani meclise çekerek dava yolunda hizmetlerine devam edecek... SAYIN GÜNDOĞDU MİLLETVEKİLİ SEÇİLİRSE, BİZ DE İYİ NİYETİMİZLE PEŞİN HÜKÜMLÜ DAVRANMADAN MECLİS FAALİYETLERİNİN ÇETELESİNİ TUTACAĞIZ HER YASAMA YILI İÇİN... BAKALIM, SENDİKAL MANADAKİ DAVAYA HİZMETİ GERÇEKTEN MECLİSE ÇEKİP MİLLETVEKİLLERİNDE DAVAYA HİZMET BİLİNCİ YA DA FARKINDALIĞI OLUŞTURABİLECEK Mİ?

YOKSA DAVA DİYEREK, BİAT SULARINA BIRAKIP KENDİNİ, OTOMATİĞE BAĞLI ELLER GİBİ SENDİKAL MANADA OLMAYAN BİR DAVAYA MI HİZMET EDECEK...

HEP BİRLİKTE, GÜNDOĞDU’NUN HER YASAMA YILINDAKİ AŞAĞIDAKİ FAALİYETLERİNE BAKARAK ÇETELESİNİ TUTUP DAVAYA HİZMETİNİN NE OLDUĞUNU TAHLİL EDECEĞİZ:

Yasama Faaliyetleri

NOT: DİLERİM, AKİL ADAMIN DAVASI OLMAZ BU DAVAYA HİZMET...

İMTİYAZSIZ VE SINIFSIZ OLABİLMENİN MÜCADELESİNİ VERMESİ GEREKEN SENDİKACILARIN, SINIFSIZ MÜCADELE VERMEYİ BIRAKIN, SINIF ATLAMAK İÇİN MÜCADELE VERDİKLERİNİ GÖREREK KENDİLERİNİ NASIL ELE VERDİKLERİNE DE ŞAHİTLİK ETMEKTEYİZ...

SAYIN GÜNDOĞDU! SENDİKAL MANADA DEĞİL DE, SİZİN LÜGATTAKİ MANADA İSE BU DAVAYA HİZMET, ZATEN TAKIR TUKUR SESLER ÇIKARIR VE BİZ DE BU DAVAYA HİZMET ARIZASINI BÖYLECE İŞİTEREK HABERDAR OLMUŞ OLURUZ...

 

Yahya ASLAN

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.