TÜRK EĞİTİM-SEN

TÜRK EĞİTİM SEN MİLAS İLÇE BAŞKANI VE TÜRKİYE KAMU-SEN MİLAS İLÇE TEMSİLCİSİ ADNAN KARAAĞAÇ’IN “SON GÜNLERDE MİLAS’TA YAŞANAN OLAYLARA” DAİR YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASIDIR.

Saygıdeğer Muğla ve Milas Kamuoyu!

Değerli basın mensupları!

 Namık Kemal hürriyet kasidesinde der ki:

“Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd

 Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten”

Yani Ey zalim! Milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir. Son günlerde hem Muğla hem Milas’ta yaşanan haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında dimdik durduk ve durmaya devam edeceğiz.

Şöyle ki; Muğla ilinde yapılan mülakat sınavlarında belgesi ile birlikte nelerin olduğunu tüm kamuoyuna açıkladık. Genel Merkezimiz konu ile ilgili hem bizzat Milli Eğitim Bakanına resmi yazı ile durumu bildirdi hem de basın açıklaması ile tüm kamuoyu ile bu durumu paylaştı.  Mülakatların iptali ve sorumlular hakkında şu ana kadar herhangi bir işlem gerçekleşmedi.

Muğla Valiliğine tüm olan biteni anlatan bir dilekçe veren komisyonun üyesi Ali Öğütveren’in hazır listeleri onaylamadığı için “İlçe Milli Eğitim Müdürleri kimlerle çalışmak istediklerini belirlediler. Hatta kimin hangi okula atanacağı belirlendi. Biz de bu isimlere bu puanları vereceğiz” diyen Muğla’da yapılan mülakatların baş aktörü olan 2. Komisyon Başkanı ve aynı zamanda Milas İlçe Milli Eğitim Müdürü İradet Genç, hızını bir türlü alamıyor.

Milas’ta senaryosu bizzat kendisi tarafından yazılan ortaoyunu pervasızca oynanmaya devam etmektedir. Bu durumdan rahatsız olan eğitim sendikaları art arda açıklamalar yapmalarına rağmen bu oyuna dur diyecek hala bir yetkili çıkmaması oldukça manidardır.

Aleni ve belgeli olarak ortaya çıkan bu haksız uygulamalara maalesef sadece bir sendika karşı çıkamamıştır. Hatta haksızlıklara karşı çıkmak yerine bu haksızlıkları yapan idarecileri savunmayı da kendilerine görev addedebilmektedirler. Zaten malum sendikanın derdi hak savunuculuğu olmadığı aşikârdır. Anasının ak sütü gibi helal olan meri mevzuat hükümlerine göre atanmış mevcut idarecilerin idareciliklerini devam ettirmek veya yeni idareci olma talebinde bulunan eğitim çalışanlarına sendikalarına geçme şartı ile bireysel menfaat sağlayarak sendikacılık yapmaya çalışan sendikadan ne bekleyebiliriz ki

Madem haksızlıklar hukuksuzluklar sizi rahatsız etmiyor hiç olmazsa bu haklı şikâyet ve eleştirileri yapanlara da din ve ahlak dersi vermeye bari kalkmayın.

 Şimdi hem bu arkadaşları hem de tüm kamuoyunu bilgilendirme adına aşağıda resmen gerçekleşmiş belgeli olayları bilgilerinize sunmak istiyorum.

1-Milas İlçe Milli Eğitim Müdürü İradet Genç; Müdürlük Mülakat Komisyonunda yukarıda bahsettiğim gibi komisyon üyesine “İlçe Milli Eğitim Müdürleri kimlerle çalışmak istediklerini belirlediler. Hatta kimin hangi okula atanacağı belirlendi. Biz de bu isimlere bu puanları vereceğiz” demiştir. Bu durum o komisyon üyesinin Valiliğe verdiği dilekçede açıkça beyan edilmiştir. Konu sendikamızca idari ve adli makamlara iletilmiştir. (http://www.turkegitimsen.org.tr/haber_goster.php?haber_id=16127)

                 2- Milas İlçe Milli Eğitim Müdürü İradet Genç; Milas’ta rehber öğretmenleri kıdemlerine göre değil sendikalarına göre görevlendirmiştir. Hizmet puanı yüksek ve kıdemli olmasına rağmen Eğitim Sen ve Türk Eğitim-Sen üyeleri görevlendirilip daha az kıdemli Eğitim Bir Sen üyesi görevlendirilmemiştir. Türk Eğitim Sen üyeleri bu duruma itiraz edince de hepsi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne çağrılıp ikna(!) edilmişlerdir.

3- Milas’ta son günlerde görev süresi uzatılan ve yeniden görevlendirilecek idarecilerin sendika değişimi aşağıda belirtilmiştir. Bunların hepsi tesadüf müdür?

Yukarıdaki tablo makam ve mevki dağıtmanın net bir göstergesi olarak  durumu net bir şekilde ortaya koyarken açıklamalarında “Böyle bir makam hırsından Allah’a (C.C.) sığınırız.” demek olsa olsa “Merdi kipti şecaat arz ederken sirkatin söyler” darbı meselesine uygun düşer. Önemli olan ayet hadisi zikretmek değil hayata tatbikidir.

Fişleme meselesine gelince asıl fişlemenin bu sendika tarfından yapıldığı daha geçtiğimiz günlerde basına yansıdı. Eğitim Bir-Sen Birecik İlçe Temsilcisi Nahsen Aydın’ın hazırladığı bu belgede sözlü sınava girecek 64 kişinin isimlerinin karşısında görev yeri, alanı, sendikal bilgileri, siyasi görüşleri, karakter özellikleri yazmakta ve sınavda kimlerin başarılı olması gerektiği belirtilmektedir. Bu belgede isimlerin karşısında “Üye değil. Her zamanın adamı. Kesinlikle değerlendirilmemeli. Tutarsız, güvensiz, iki yüzlü, dengesiz ve paracı. Kesinlikle barajın altında kalmalı.”, “Üyemiz. Karakterli biri. Kesinlikle değerlendirilmeli”, “Türk Eğitim-Sen üyesi. Aşırı ülkücü biri”, “Kesinlikle değerlendirilmemeli. Alevi militan biri. Barajı aşarsa ilçedeki kız lisesine kesin atanabilir. Her şekilde engellenmesi gereken biri”, “Aktif-Sen üyesi ve Yönetim Kurulu Üyesi. Çok tehlikeli. Kesinlikle değerlendirilmemeli. Paralelin Birecik abisi.”, “Türk Eğitim-Sen üyesi. Kesinlikle değerlendirilmemeli. 30 Mart seçimlerinde MHP Belediye Başkan Adayı. Türk faşisti. Militan biri. Her şekilde engellenmesi gereken biri”, “Üyemiz karakterli biri. Sendikada aktif biri. Kesinlikle değerlendirilmeli. Halen bir lisede müdür başyardımcısı”, “Ulusalcı, Eğitim-İş Sendikası Başkanı. Kesinlikle değerlendirilmemeli”, “Türk Eğitim-Sen İlçe Temsilcisi, Değerlendirilmemeli”, “Eğitim-Sen üyesi. Kesinlikle değerlendirilmemeli”, “Üyemiz. Karakterli biri. Kesinlikle değerlendirilmeli”, “Hiçbir sendikaya üye değil. Dengesiz, tutarsız ve hiçbir şekilde idarecilik yapamayacak biri” şeklinde notlar yazılmıştır.

(Kaynak:http://www.haber3.com/egitimcilerden-fisleme-skandalina-tepki-2992657h.htm http://www.sanliurfa.com/mohaber253615Sanliurfa_Egitim_Bir_Senden_Fisleme_Rezaleti.html)

Bizim derdimiz Türk Eğitim-Senliler müdür olsun Eğitim Birliler, diğer sendikalılar veya sendikasızlar müdür olmasın derdi değildir. Bizim derdimiz mizacı meşrebi sendikası ne olursa olsun objektif ve herkes tarafından kabul görmüş kriterlere göre (ki 2009 Yönetici Atama Yönetmeliği üzerinde bir konsensüs oluşmuştu) belirlenen ehliyet ve liyakat göre Hak edenlerin olmasıdır. Daha önceki dönemlerde yapılan haksız uygulamalara isnat edilerek bu durumu normal gösterme davranışı Müslüman tavrı değildir. Güya 28.Şubat sürecinin intikamı alınıyor. 28.Şubat döneminde yapılan baskı ve dayatmalar, kendi gibi düşünmeyenleri ötekileştirmeler aynen bu dönemde de yapılmaktadır. Zulüm zulümdür yapanın değişmesi zulmü haklı kılmaz. O zaman Peygamber Efendimiz (sav) Mekke’nin fethi sonrası Şahsına ve ilk Müslümanlara yaptıkları çile ve işkencelerinin aynısını müşriklere yapması gerekmez miydi?

Bu yaşananlar karşısında başta kamu çalışanları olmak üzere tüm kamuoyunun üzerindeki ölü toprağını atmaya ve haksızlıklar karşısında yine vatan şairi Namık Kemal’in Hürriyet kasidesinden bir beyti ile sessiz kalmamaya davet ediyorum.

Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar

            Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten

Şahsımı ve sendikamızın yetkili kurullarını kamuoyu önünde asılsız iddia ve isnatlarla saygınlığını zedeleyecek nitelemelerde bulunmak Türk Ceza Kanununun 118 maddesinin ikinci bendine göre yasal bir suçtur. Gerekirse sendikamızın tüzel kişiliğine dair bu ve bunun gibi basın yolu yapılacak asılsız iddia, isnat ve ithamlarla yargı yolu ile cevap vermeyi de biliriz.

Biz bugüne kadar sendikal rekabetten kaçmadık, sendikal rekabeti eğitim çalışanlarının ortak özlük ve ekonomik haklarını en iyi şekilde nasıl korur ve geliştirebiliriz olarak gördük. Gerçi ilk defa enflasyon farkı alınmayan, hükümetin teklifinden bile daha düşük bir teklife imza atan ve bunu sendikal bir kazanım olarak gören bir zihniyetle bu alanda sağlıklı rekabet ne derece yapılabilir ki?

Biz son açıklamamızda körlenen vicdanlara seslenmiştik. Ama nafile unutmuşuz Araf suresinin 179. Ayetini.

Daima Hakkın ve haklının yanında olan sendika olarak bu kutlu yürüyüşümüz devam edecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur

17/11/2014

ADNAN KARAAĞAÇ

Türk Eğitim-Sen Milas İlçe Başkanı

Türkiye Kamu-Sen Milas İlçe Temsilcisi