Türk Eğitim Sen'den MEB Yasa Tasarısına Eylem
EĞİTİMİN KÖKÜNE KİBRİT SUYU
Hükümetin Meclis’e sevk ettiği ve kamuoyunda “MEB Yasa Tasarısı” diye bilinen Torba Kanun camiamız adına ‘PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA’dır. Siyaseten tıkanan İktidar yine kapalı kapılar ardında fakat hiçbir altyapı hazırlamadan, sadece full kötü niyetle eğitim sistemimizin fabrika ayarlarıyla oynamaya devam etmektedir. Planlanan; eğitimde kaostur, keşmekeşi arttırmaktır ve geleceğimizi karartmaktır.
Bu yasa tasarısıyla 4 yıl ve üzeri sürelerle okul idareciliği yapanların bu görevleri sona erecektir. Hükümet, mevcut kadroları tasfiye etmenin yolunu 4 yılı dolduranları görevden almakla bulmuştur. Böylelikle AKP eğitimde paralel devletini kurmayı, yandaşlarını torpille kayırmayı, parti kullarını idareci yapmayı; ötekileri ise ekarte etmeyi hedeflemektedir. Eğitimde liyakatli ve ehil okul yöneticileri, yerini İktidarın karşısında tek ayak üstünde bekleyen, ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilere bırakma durumuyla karşı karşıyadır.
Siz kimsiniz ki 110 bin okul yöneticisinin sosyal statüsünü ve dişiyle, tırnağıyla hak ettiği makamları bir kalemde ellerinden almaya kalkıyorsunuz? Siz kimsiniz ki Milli Eğitim’de “yandaş imparatorluğu” kurmaya yelteniyorsunuz?
Bu tasarıdaki bir başka husus, MEB Merkez Teşkilatının hallaç pamuğu gibi dağıtılmasıdır. MEB’de, Müsteşar dışındaki tüm üst düzey yöneticilerin görevleri sona erecek ve havuza alınacaklar. Daha 2 yıl önce MEB Teşkilatı Kanunu değiştirilmiş, 600 civarında yönetici havuza atılmıştı. MEB Teşkilatının bir daha alt - üst edilmesi mantık ötesidir.
Yine tasarıya göre aday öğretmenler, performans değerlendirmesine göre yazılı yada sözlü sınava girmeye hak kazanacak, başarılı olamayanların ise stajyerlikleri kaldırılmayarak 1 yıl daha başka bir il veya ilçede çalışacak, 2. yılda da başarısız olursa bu kez meslekle ilişiği kesilecektir. Bu nasıl bir şeydir? Eğitim fakültelerini bitiren, KPSS puanıyla öğretmen olmaya hak kazanan gençlerimize bu nasıl bir eziyettir? Sözlü sınav neyin nesidir? Bu ülkede sözlü sınavın adam kayırma ve torpil olduğunu bilmeyen var mıdır?
Bir diğer husus, 6 yılını dolduran dershane öğretmenlerinin KPSS’ye girmeden, sözlü sınavla Bakanlık kadrosuna alınmasıdır. Tabi eğer ‘haşhaşi’ değillerse.. Bu durum, ataması yapılmayan 350 bin öğretmenimize büyük bir haksızlıktır. Ataması yapılmayanlar işsiz gezerken hatta yıllardır ataması yapılmadığı için bunalıma girip canına kıyarken bu neyin nesidir? Bunun adı HAK YEMEK’tir, HARAMZADELİK’tir..
Öte yandan bu Tasarıyla Talim Terbiye Kurulu’nun yetkileri sınırlandırılmakta ve TTK yalnızca bir danışma kurulu haline dönüştürülmektedir. Bundan sonra Talim Terbiye’de de TEK ADAM dönemi başlayacaktır. Ya Bakan Nabi Avcı yada Müsteşar Yusuf Tekin dışında hiç kimse söz sahibi olamayacaktır.
Yine bu Tasarıyla bakanlık müfettişleri ilköğretim müfettişleri ile birleştirilerek İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin emrine verilecektir. Bakanlık müfettişleri İl emrine verilecekse peki, Milli Eğitim Bakanlığı’nı kim denetleyecektir?
Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili olarak da; eğitimimiz ve öğrencilerimiz ne yazık ki Hükümetin inadına kurban edilmektedir. Dershanelerin kâğıt üzerinde kapatılması demek fiili olarak kapatılacağı anlamına gelmez. Sınav ve yarış olduğu müddetçe dershaneler bu kez illegal olarak faaliyetlerine devam edecektir.
Ayrıca dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi de ciddi sıkıntılar doğurur. Şu anda bile özel okulların doluluk oranı yüzde 40. Hükümet’in özel okullara öğrenci akışı için vereceği teşvik kime fayda sağlayacaktır? Asgari ücretli, memur, esnaf, çiftçi çocuğunu ortalama 8-10 bin liralık özel okula gönderemeyecek, sadece maddi durumu iyi olanlara yarar sağlayacaktır. Eğer devletin bu kadar çok parası varsa kendi okullarının ihtiyaçlarına kullansın. Camı, masası, sandalyesi kırık, boyası, badanası yapılmayan okullarımız vardır. Spor salonu, laboratuvarı, bilgisayarı olmayan okullarımız vardır. Hizmetli personeli olmayan okullarımız vardır. Devlet neden kendi okullarına üvey evlat muamelesi yapmaktadır?
Bu minvalde Türk Eğitim Sen olarak bu tasarının yasalaşmaması için her türlü gayreti sarf edeceğiz. EĞİTİMİN KÖKÜNE KİBRİT SUYU DÖKÜLMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ.
Buradan İktidarı ve Bakanlığı uyarıyoruz:
· Buram buram yandaşlık kokan
· MEB’i siyasallaştıran
· Tek adam dönemi başlatan
· Kendinden olmayana hayat hakkı tanımayan
· Yanlışlıklara ‘dur’ diyenlerin kafasına tokmakla vuran
· İktidarın her söylediğini emir telakki eden kölemenlere makam-mansıp dağıtacak bu yasa taslağı derhal geri çekilmelidir. Yoksa bu iş Ankara Mitingi ve İş Bırakma Eylemleriyle büyüyerek sürecektir. Aklınızı başınıza devşirin; sandık var, ha sandık.
Kamuoyuna saygılarımızla..
Türk Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Süleyman PEKİN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.