ÜÇ’TEN BEŞ’E NEVZUHUR DERSANECİLİK

ÜÇ’TEN BEŞ’E NEVZUHUR DERSANECİLİK
İdris Şekerci'nin '' ÜÇ’TEN BEŞ’E NEVZUHUR DERSANECİLİK'' adlı yazısı...
 Değiştiremediğimiz yönetsel zaaflarımızdan birisidir enine boyuna hesap etmeden adım atmak. Bu durum çağın gereklerine göre değişiklik yapma zarureti değil elbette. “Kervan yolda düzülür” bizim öteden beri var olan nakısalı halimizi ifade eden bir kadim sözdür. Hele bir uygulayalım doğan aksaklıkları yeniden gözden geçiririz deriz bu sebepten…  Proaktif olup; öngörerek ve planlayarak yönetmelik yapmak veyahut kanun vaz etmek yerine hep reaktif tutumla tepkisel mevzuatlar üretiriz.
      Milli Eğitim bu zaafı 10 küsur yıllık AK Parti hükümetleri döneminde terk edemedi ne yazık ki. Hem yönetici atama hem de diğer yönetmeliklerin kaç defa değiştirildiğini hatırlayan var mı? Doğrudur; çoğu kere yargı kastı mahsusa ile konan yasaları ve yapılan yönetmelikleri siyasi gerekçelerle engellemeye çalışmıştır. Anayasa Mahkemesinin kendini yasama yerine koyup karar vermişliğini inkar da etmiyoruz, idari yargının aldığı garip kararları da yok saymıyoruz. Lakin tüm bu arızi durumlar yine de başta ortaya koyduğumuz eleştiriyi haksız kılmaz.
    Hani bir söz vardır “Ha Hasan kel ha da Kel Hasan!” deriz aynı sonuca götüren yollara ya da aynı kapıya çıkan durumlara ilişkin. Hepimizin malumu; dersaneler esastan gerekçeler diyebileceğimiz Milli Eğitimi değersizleştiren ve paralel eğitim modeli ortaya koyması gerekçesiyle kapatılmıştı.Danıştay  özel kurslara getirilen 3 ders sınırlamasını  5 derse çıkaracak iptal kararıyla “kitabına uydurma” diyebileceğimiz, takla attırılmış daha paralı ve sorun üretmeye matuf “yeni dersanecilik sektörü”nün önünü açmış oldu.
   Şimdi neresinden başlamalı yeni duruma dair söz söylerken.  Dersanecilik  bitmedi isim değiştirerek güncellendi mi diyelim! Yoksa durum bildiğiniz gibi değil diyerek zevahiri kurtaracak cümleler ile durumu idare mi edelim.
  Doğru cevap burada nedir bilemedim?!
 Ancak yol yakınken MEB kendi ayaklarına sıkmayacak çözümler üreterek kendi okullarında açılacak destekleme ve yetiştirme kursları ile ilgili vizyoner adımlar atmak suretiyle bazı değişiklikler yapmalıdır. Bir kaç tavsiyemizi paylaşalım;
1-Öğretmen seçimi hususunda okul idarelerinin elini güçlendiren serbestlik sağlanmalıdır.
2-Ücretli öğretmenlere de kadrolu öğretmenlere ödenen ücret kadar ücret ödeme imkanı sunulmalıdır.
3-Destekleme ve yetiştirme kurslarına rehber öğretmen zorunluluğu getirilmeli ve doyurucu ek ders ödeme imkanı hazırlanmalıdır.
4-Okul Müdürüne ve kurslarda görev alan müdür yardımcılarına da işin keyfiyetine eş değer ek ders ücreti ödenmelidir.
5-EBA’da özel sektörle rekabet edebilir döküman,test ve deneme bulundurulmasına yöneliktedbirler alınmalıdır.
6-Merkezi sistem Türkiye geneli deneme sınavları (TEOG benzeri) planlanmalıdır.
7-“Bedeli olmayan hizmetin değeri de olmaz” gerçekliğinden hareketle temel eğitimde açılan kurslarda olduğu gibi okul aile birliklerine de dokunan veli katkı payı düşünülmelidir.
  Sonuç olarak MEB yeniden kendini ve öğretmenini değersizleştirecek nevzuhur dersaneciliğe geçit vermemeli ve kendi kurumlarını özel kurumlar ile rekebet edebilir hale getirmelidir. 
                    İdris ŞEKERCİ/Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.