M.E.B. YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ ÜZERİNE
Yayınlanma:
Milli Eğitim Bakanlığı zor bir bakanlık. Ne yaparsanız yapın mutlaka bir taraftan açık vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu işte iyi niyetli olmanız da yetmiyor Dr. Mehmet OKUTAN
Evet, yeni atama yönetmeliğinden kimse memnun değil. Çünkü bu yönetmelik eski yönetmelikten daha “liyakate önem vermeyen” bir yönetmelik gibi duruyor. Bir atama yönetmeliği bu kadar sürede, bu kadar değişikliğe uğrar mı? Örneğin Kaymakam atama yönetmeliğinin hiç değiştiğini duydunuz mu?
Burada bilimin ortak akıl olarak alınması gerektiğini düşünüyorum. Çoğunun düşündüğünün aksine atamalarda “mülâkatın” olması, bilimsel bir gerekliliktir. Ancak yeni yönetmelikteki gibi %30’luk ağırlığa sahip bir mülâkat, tartışılır bir orandır. Aslında bu kadar abartmaya gerek yoktur. Milli Eğitim Müdürlüklerinin yönetici atamada inisiyatif kullanabilecek bir yönetmeliğe sahip olmaları doğru bir düşüncedir. O halde yeni yönetmelikte mülakatın olması iyi, ama oranı abartılı bir oran olarak değerlendirilmektedir.
Yönetici atamalarda “yüksek lisansın” dikkate alınması, liyakate değer vermek olarak değerlendirilmelidir. Ancak eski yönetmelikte “8” puan değerinde olan bu eğitim, yeni yönetmelikte “hiç” denecek dereceye düşürülmüştür. Bu da yöneticilerin liyakat ve eğitim durumuna verilen değeri azaltmış, hatta yok denecek dereceye düşürmüştür.
Öğretmenlikte geçen süreyi dikkate alan yönetmelik, okul müdürlüğünde geçen süreyi dikkate almamaktadır. Bu da adaletsizliktir
Yöneticilikte “tecrübe” elbette önemlidir, dikkate alınmalıdır. Ama sadece tecrübeyi dikkate alarak yapılacak atama, hem adaletsizliklerin, hem de liyakatsizliklerin önünü açabilir.
Yönetici atamada yapılacak bir yönetmelikte bulunması gereken bazı hususları şöyle sıralamak mümkündür:
1)Yöneticilikte öncelikle “eğitim yöneticiliği ve deneticiliği” alanında yüksek lisansı şimdilik tercih sebebi, daha sonra da zorunlu hale getirmek şarttır.
2)Yönetici atamalarında “tecrübe” mutlaka dikkate alınmalı, ama abartılmamalıdır.
3)Yönetici atamalarında “mülâkat” olmalı, ama bunda da abartı olmamalıdır. Tabii ki mülakatta, öncelikle “adalet” ve “liyakat” ön planda olmalıdır. Mülakat denince akla hemen “torpil” geliyorsa, bundan da utanmak gerekir. Eğer gerçek bir mülâkat yapabilecek bir olgunluğu ulaşamadıysak, bu nasıl bir “ileri demokrasi”dir?
4)Yönetici atamada öncelikle “sınav” olmalıdır. Sınavı kazanan adaylar 120 saatlik bir “eğitim yöneticiliği” kursundan sonra tekrar sınava tabi tutulup kazananlar arasından mülakatla seçim yapılmalıdır. Aslında 1999 yılında yürürlüğe konan atama yönetmeliği bugüne kadar yapılmış bütün atama yönetmeliklerinden ileride bir yönetmelik idi. Keşke o yönetmeliği güncelleştirip uygulamaya devam etseydik!
Sonuç olarak, yeni atama yönetmeliğinin “bilimsellikten” uzak, adaletsiz uygulamalara müsait ve liyakati önemsemeyen bir yönetmelik olduğunu söylemek yanlış olmaz…
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.