Şube Müdürlüğünde İkinci Kez Ateşle Oynanıyor

Konu malum şube müdürlüğü atamalarının yüzde yüz mülakatla yapılması nedeniyle yargı tarafından yürütmeyi durdurma kararları verilmesi üzerine tüm atamaların iptal edileceği, ve kararın Bakanlığa tebliğ süresi de 18 Temmuz 2014 tarihinde dolacağı için resmi iptallerin de 18 Temmuz Cuma resmileşeceği bilinmektedir.

Buraya kadar normal süreç işlemektedir. Ancak asıl sorun, yani “ateşle oynamak” şeklinde nitelendirilebilecek tehlike bundan sonra başlıyor. Rivayet odur ki Başbakanlık iptal edilen yönetmelik üzerinde özetle “% 50 yazılı % 50 sözlü” formülü üzerinde çalışma yapmaktaymış ve dolayısıyla atamaların da bu formülle yenileceği yönünde rivayetler dolaşmakta…rivayet diyoruz zira böylesi bir tehlikeli hatanın gerçek olabileceğine ihtimal vermiyoruz. Akıl mantık diye bir şey hala var netekim!

Daha da önemlisi herkesin çok iyi bildiği üzere mülakatların yapılış şeklinin hukuka aykırı olduğu yönünde bir eğitim sendikasının 5 Mayıs 2014 tarihinde Danıştay'da açılmış olan yürütmeyi durdurma istemli davası var ve şu an esastan görüşülmektedir. Dahası aynı konuda açılmış yüzlerce bireysel dava var. Ve bu davaların ara kararlarında rutin olduğu üzere “ belgelerin ve bilgilerin ilgili kurumlardan istenmesine…” diye karar verilmiş olup, şuan mülakatların kamera kayıtları, yazılı tutanakları, sorulan sorular, verilen cevaplar, vb. her türlü belgeler doğal olarak istenmiştir. Peki bu istenen belgelerin hangisi bakanlıkta var? Yargının aradığı zaten kamera kaydı ve mülakata girenlerin verdiği cevapların kendi el yazısı ile cevabıdır. Bazı adaylardan yazılı cevap alınmış olmakla beraber çoğunluktan alınmadığı da malum, kamera kaydı zaten yok. O halde bu davaların sonucu belli değil mi? Bir başka ifadeyle mülakatların kökten iptal edileceği gün gibi aşikar değil mi? Dürüst olalım ki evet iptal kesin gibi.

Hal böyleyken Milli Eğitim Bakanlığı'nın ikinci bir hata yaparak % 50 yazılı % 50 mülakat formülü ile atama yapmayı aklının ucundan bile geçirmesi akla ziyan değil mi? Dahası devlet ciddiyetiyle bağdaşır mı? Elbette hayır. Bu nedenle böyle bir şeyin yalnızca bir rivayet olduğunu, daha da açıkçası bu konuda bir türlü net duruş sergileyemeyen, duruma göre şekil almaya çalışan bir sendikanın kendi görüşlerini hem kamuoyuna yansıttığı hem de bakanlıkla istişare halinde olduğu yönünde yaygın bir kanat hakim.

Kaldı ki şayet % 50 formülüyle yeniden atama yapılsa bile % 100 yeniden iptal edileceği için aslında değişen bir şey de olmayacaktır. Bu adım atılsa da atılmasa da mesele yine aynı noktada olacaktır. Bir başka ifadeyle bu şekilde bir atama yapılsa da yapılmasa da hiçbir şey değişmeyecektir. Sadece biraz daha zaman kaybı olacak, evini ocağını taşıyıp perişan olanların sayısı biraz daha artacak ve deyim yerindeyse bir kısır döngü sürüp gidecektir. Ve nihayet aslında eğitimin kimsenin umurunda olmadığı gerçeği bir kez de böyle ispatlanmış olacaktır.

İşte bu nedenle ateşle oynamaktan vazgeçilip, sağduyulu ve aklıselim bir karar verilmelidir diyoruz. İlla da yapılmış olan mülakatların içinde olmadığı bir formül olmak zorundadır. Zira kısır döngünün sebebi bu kayıtsız yapılmış olan mülakatlardır.

Geriye ise daha önce de önerdiğimiz üzere “sadece yazılı sonucuna göre atama yapmak, mülakatları kamera kayıtlı ve düzgün olarak yeniden yapmak ve az bir oranını atamaya dahil etmek, son olarak ise eski yöntem olan yazılıyı kazanmış olanları hizmet içi kursa alarak sonunda yapılacak yazılı sınava göre atama yapmak” şeklinde seçenekler kalmaktadır. Yine de takdir bakanlığındır bizden hatırlatması…