MEB, 2015 yılına ait yönetici görevlendirme takvimini 2 hafta önce yayımladı ve takvimdeki süreçler işlemeye başladı. İlk etapta, 4 yılını doldurmuş olan müdürlerin değerlendirilmesi ile ilgili aşamaları içeren süreç yürütülmektedir. Takvim, geçen yıl ilgili yeni yönetmeliğin vermiş olduğu ağzı sulanmışlık arzusuyla başı sonu iyi düşünülmeden hazırlanmıştı. Geçen yılki yönetici görevlendirme takvimi, yazın sonlarında başlamış, neredeyse kışın sonlarına kadar devam etmiştir. Başı ve sonu iyi bir şekilde düşünülmediğinden dolayı da bazı olumsuz sonuçları ortaya çıkarmıştı. Mesela, ilgililerin başvurularına istinaden ilk defa ve yeniden yönetici görevlendirme sürecinin sonunda başka okullara görevlendirilen mevcut yöneticilerin boşluğu ya geçici görevlendirme ya da vekaleten görevlendirme yapılarak doldurulmaya çalışılmıştır, tabi bu durumda olan bazı okullar için yönetici arayışları uzun bir süreyi bulmuş, yöneticisiz/başsız kalan okullarda sorunlar baş göstermeye başlamıştır. Aynı şekilde yönetici olarak görevlendirilen öğretmenler de, eski okullarında alanlarıyla ilgili bir boşluk oluşturmuştur, bu boşluklarda ücretli öğretmen görevlendirmeleri ile doldurulmaya çalışılmıştır. Ücretli öğretmen arayış sürelerinde, okullarda boşluk oluşturan, yönetici olarak görevlendirilmiş olan öğretmenlerin okuttuğu dersler boş geçmiştir. MEB, özellikle öğretmenlerin, yöneticilerin görevlendirme ve atama takvimlerini hazırlarken, takvimlerin başını sonunu iyi düşünmelidir. BU BAKIMDAN, OKULLARDA YÖNETİCİ VE ÖĞRETMEN BOŞLUĞU OLUŞTURABİLECEK YA DA BU DURUMLARA GEBE TAKVİMLERİ YAYIMLAYARAK, HEM ÖĞRENCİNİN HEM VELİNİN HEM ÖĞRETMENİN HEM DE YÖNETİCİNİN MAĞDURİYETİNE YOL AÇMAMALIDIR. Bu perspektifte düşünüldüğünde, 2015 yılı yönetici görevlendirme takviminin Ağustos’ta sonuçlanacak olması, en azından okullarda ortaya çıkabilecek yönetici ve öğretmen boşluğunun doldurulması için ders yılı öncesi belli bir süre payı olanağı tanımaktadır. Malum, ders yılı ortalarında yapılan her türlü atama ve görevlendirme iş/işlemlerinin, eğitim öğretim ortamlarına pek yararı dokunur olmamaktadır. Yalnız, öğretmenlerin ilk atama dönemleri, bu perspektiften değil, öğretmen ihtiyaçları penceresinden bakılarak belirlenmelidir. Ya da MEB, öğretmen atama kontenjanını BİR YAPMALI, PİR YAPMALIDIR... Öğretmen ihtiyacı olan okullarda öğrenim gören çocukların, umutla bir öğretmen yolu gözlediği pencerelerinden, bu olaya bakılmasında yarar görüyorum. Her neyse biz konumuza dönelim...
Geçen yılki 4 yılını dolduran yöneticilerin değerlendirilmeler ve ilk defa ve yeniden müdür görevlendirmeleri ile ilgili mülakat süreçlerinde, aleni bir şekilde iltimas ön plana çıkmıştır. Liyakat, adeta ayaklar altına alınmış, dillerde pelesenk olarak ağızlarda dolaşan kişinin aynası iştir lafa bakılmaz aforizması aforoz edilmiştir. Anlayacağınız, geçen yılki o süreçlerde AFORİZMALAR BİLE, AFOROZLARIN ÖNÜNÜ KESMEYİ BIRAKIN, BUNA TEŞEBBÜSTE DAHİ BULUNAMAMIŞTIR. Şimdi, aynı süreçler, takvimsel yenilenme ile yeniden başladı. Takvimsel yenilik, dileriz ki, geçen yıl lekelenen bu süreçlerin LİYAKAT ile yıkanması için bir fırsat olur. Malumunuzdur ki, geçen yılki lekelenmiş yönetici görevlendirme süreçlerinin ardından, yurdun dört bir yanından kitlesel basın açıklamaları başta olmak üzere değişik tarzda birçok eylem ile eğitim camiası tepkiselliğini ortaya koyuyordu. Elbetteki, vicdanı olan, haksızlığa karşı boyun eğmeyen, küçük dilini yutacak derecede hukuksuzluklar aleyhinde dilsiz şeytan olmayan eğitimciler, meydanlarda, okullarda 1 MAYIS’IN 1’İ MİSALİ YAPILAN HAKSIZLIKLARA, ADALETSİZLİKLERE KARŞI DAHA BİR BİÇİMDE örgütlenerek güçlerini göstereceklerdi. Nitekim, haksızlıkların akabinde gelişen tepkisel ve hukuksal süreçler, bunun böyle olduğunun bir kanıtı olmuştur. MEB, haksızlığa uğradığını düşünen davacı yöneticilerin davalarından yenik ayrılmıştır. Buna rağmen onlara yine ‘’yöneticiliği size koklatmayacağız bir daha...’’ diyerek, yaptığı yeni değerlendirmelerde bir kez daha, adeta bıktırırcasına, üç aşağı beş yukarı barajı aşamayacak puanlar verdirmiştir. Ama idari yargılamalardan dolayı zararı büyüktür...
MEB, 2015’in önümüzdeki aylarında MEM’ler kanalıyla yapılacak olunan yönetici görevlendirme süreçlerinde, 2014’te yaşanan haksızlıkların yaşanmasına, iltimas ve fişlemeye dayalı sendikal kadrolaşmaya mahal verdirmemelidir. Zira; görüldü ki, iltimas yolu ile yapılan bir görevlendirmenin eğitim öğretim ortamına katacağı bir artısı bulunmamaktadır. Artıları her geçen yıl tükenen bir MEB, bu durumda ve şartlarda hızla OECD ülkelerinin gerisinde kalacaktır. Hanesi eksi ve eksiklerle dolu bir MEB’in, muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak bir kuşağı, nefreti körükleyip barış ortamını yok eden özellikle bunu son dönemde yapılan yönetici görevlendirmeleri ile daha iyi hissettiğimiz eğitim öğretim ortamlarında, yetiştirmeyi başarabilmesi mümkün gözükmemektedir. EN ÖNCE EĞİTİM ÖĞRETİM ORTAMLARINDA, KİN, KISKANÇLIK VE AÇGÖZLÜLÜK GİBİ DAVRANIŞLARI YOK EDECEK KOŞULLARI VE DURUMLARI YARATMALIDIR. BUNLARI DAYATAN BİR ZEMİN, O ZEMİN ÜSTÜNDE BİRLİKTE İŞ YAPACAKLARIN AYAĞIMI KAYDIRABİLİR KAYGILARINI ARTIRABİLİR Kİ, BU EĞİTİM ÖĞRETİM ORTAMLARINDAKİ GÜVEN DUYGUSUNA DA BALYOZU İNDİRMİŞ DEMEKTİR. BU BAĞLAMDA, ULU ÖNDERİN ŞU SÖZÜNÜ HATIRLATIRIM:
''(...) DÜNYA YURTTAŞLARI KISKANÇLIK, AÇGÖZLÜLÜK VE KİNDEN UZAKLAŞACAK ŞEKİLDE EĞİTİLMELİDİR.''
(M. KEMAL ATATÜRK-1937)
Sonuç olarak, eğitimin paydaşlarından olan veli ve öğrencilerden aldığım geri dönütler neticesinde, yöneticilerde bulunması gereken hasletler şöyledir, ELİNİZDE GEÇERLİ, GÜVENİLİR VE KARŞILIĞI OLAN ÖLÇÜTLER OLMASI İÇİN SUNUYORUM, KESİNLİKLE TIRT DEĞİLDİR:
1- ESNAFA EL AÇACAK VE BÜROKRASİYE EL PENÇE DİVAN DURACAK KADAR EZİK OLMAMALI.
2- EZİKLİĞİNİ İŞGÜZARLIĞI İLE TAÇLANDIRMAMALI.
3- EZİKLİĞİNİN ACISINI KRALDAN ÇOK KRALCILIK YAPIP ALİ KIRAN BAŞ KESEN BİR ŞEKİLDE HAREKET EDEREK KENDİNCE ZİNCİRİN EN ZAYIF HALKASI OLAN EĞİTİM ÖĞRETİM HİZMET SINIFINDA BERABER OLDUĞU MAİYETİNDEKİ ÖĞRETMENLERİNDEN VE GÖREV YAPTIĞI OKULUN SINIFINDAKİ ÖĞRENCİLERİNDEN ÇIKARMAMALIDIR.
4- MÜDÜR YARDIMCILARINI VE MÜDÜR BAŞYARDIMCILARINI HİÇBİR KİMSENİN TESİRİ ALTINDA KALMADAN KENDİ HÜR İRADESİ İLE SEÇEBİLMELİ.
5- EN BAŞTA ÖĞRETMENLERİNE DEĞER VERMELİ Kİ, DEĞER GÖRSÜN, DEĞERLİ OLDUĞUNU HİSSEDEBİLSİN, ÖĞRETMENİN DEĞERLİ ÖĞRENCİLER YETİŞTİREBİLMESİ İÇİN OKUL KOŞULLARINI HAZIRLAMIŞ OLABİLSİN...
NOT 1: MEB, EĞER Kİ LİYAKATIN ESAS ALINMASINI VE İLLERDEKİ YÖNETİCİ GÖREVLENDİRME SÜREÇLERİNDE BAZI DEĞERLENDİRİCİ KİMSELERİN ADİL DAVRANMALARINI TEMİNAT ALTINA ALMAZSA, ÖZELLİKLE KIRSALDAKİ OKULLARA YÖNETİCİ BULMAKTA ÇOK ZORLANACAKTIR. ZİRA; HİÇ KİMSE DÜZENİNİ BOZUP, 4 YILIN SONUNDA NE OLACAĞI BELLİ OLMAYAN BİR YOLA GİRMEK İSTEMEZ. MALUM SEN’Lİ OLMAK BİLE ARTIK YETMEYEBİLİYOR, KİŞİNİN AYNASI İŞİ OLMUYOR SİYASETİ, İDEOLOJİSİ, İNANCI, ETNİSİTESİ, MEZHEBİ YA DA AĞZINDAN ÇIKAN BİR CÜMLESİ YA DA SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN PAYLAŞTIĞI BİR TİVİTİ... ANLAYACAĞINIZ, BU DURUMDA VE ŞARTLARDA HİÇ KİMSE GARANTİSİ OLMAYAN BİR YOLA GİRMEK İSTEMİYOR... HELE HELE BU YOL OTURDUĞU EVDEN ÇOK ÇOK UZAKSA, O YOLA GİRMEYİ BIRAKIN, O YOLUN YAKININDAN BİLE GEÇMİYOR. ESKİDEN KAPIŞ KAPIŞ GİDEN KIRSAL OKULLARI YÖNETİCİLİK KADROLARININ, ŞİMDİLERDE DÖNÜP YÜZÜNE BİLE BAKILMIYOR. ŞEHİR MERKEZİ OKULLARI YÖNETİCİLİKLERİ İÇİN İSE BÜYÜK KAVGALAR OLABİLİYOR... BU DA DEDİĞİMİZ GİBİ EĞİTİM ÖĞRETİMİN BARIŞ ORTAMINI BOZUYOR...
NOT 2: KENDİ 4 YILLIĞINA DEĞİL DE, GEÇİCİ OLARAK MÜDÜRLÜĞE VEKALETEN BAKAN BİRİNİN, 4 YILLIĞINA BİR MÜDÜR YARDIMCISINI İNHASI SİZCE NE KADAR AKLA VE MANTIĞA SIĞAR? HUKUKU GEÇTİM, HUKUK ARTIK NORMLAR HİYERARŞİSİ OLMAYAN, ÜST NORMLARI DİKKATE ALMADAN HAZIRLANAN, KILAVUZA KONULAN BİR HÜKÜM OLMUŞ...
Yahya ASLAN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.