Edebiyat Testinde Müfredat Dışı Roman Sorusu Gündem Yarattı

Edebiyat Testinde Müfredat Dışı Roman Sorusu Gündem Yarattı
2025 AYT Edebiyat sınavında sorulan “Kurtlar Sofrası” sorusu müfredat dışı olduğu gerekçesiyle tepki topladı. Attila İlhan’ın eseri üzerinden yöneltilen soru, öğrenciler ve uzmanlar arasında ölçme adaleti tartışmalarını gündeme taşıdı.

2025 YKS’nin Alan Yeterlilik Testi (AYT) oturumunda sorulan bir edebiyat sorusu, öğrenciler ve eğitimciler arasında büyük tartışma başlattı. Sorunun merkezinde Attila İlhan’ın “Kurtlar Sofrası” adlı romanı vardı. Bu eser, MEB’in 100 Temel Eser listesinde bulunsa da, güncel müfredatta yer almaması nedeniyle gelen soru tepkilere yol açtı.

Roman Müfredat Dışı Ama Soruda Yer Aldı

Söz konusu soru, Kurtlar Sofrası romanının karakterleri ve devamlılık yapısı üzerinden yazara ait görüşlerin sorgulanmasına dayanıyordu. Eserin içeriğinde Cumhuriyet dönemindeki yozlaşma, basın özgürlüğü ve siyasi yapı gibi temalar işlenirken, öğrencilerin bu derin bağlamı sınav anında çözümlemesi gerekti. Ancak birçok aday, romanı okumamış olması nedeniyle soruda zorlandı.

Uzmanlar Ne Diyor?

Eğitim uzmanları, bu sorunun “okuduğunu anlama” kapsamında değil, doğrudan bilgi gerektiren bir yazar-eser ilişkisi sorusu olduğunu belirtiyor. Müfredat dışı bir esere yer verilmesinin ölçme adaletini zedeleyebileceği görüşü öne çıkarken, sosyal medyada da pek çok öğrenci ve öğretmen tepki gösterdi.

Diğer Edebiyat Sorularında Belirleyici Temalar

Sınav genelinde Divan Edebiyatı, şiir bilgisi ve söz sanatları ağırlıklı sorular dikkat çekerken, Tanzimat ve Servet-i Fünun dönemlerine ait klasikleşmiş eserler de sorular arasında yer aldı. Bununla birlikte, İslamiyet Öncesi Dönem'den soru gelmemesi, bazı eğitimciler tarafından sürpriz olarak yorumlandı.

Sınavın genel yaklaşımı; metin çözümleme, çıkarım yapma ve bağlam oluşturma gibi becerileri ölçmeye yönelikti. Ancak müfredat dışı olarak nitelenen bazı içeriklerin, adayların motivasyonunu ve sınav performansını olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.

Sağlık sisteminin verimli ve etkin işlemesi yalnızca doktorlar ve hemşirelerle değil, bu sürecin arka planında görev yapan idari personelle de doğrudan ilgilidir. Bu noktada tıbbi sekreterler, hasta ile sağlık personeli arasında köprü kuran ve hastane içi düzeni sağlayan kilit personel konumundadır. Randevuların organize edilmesi, hasta kayıtlarının eksiksiz tutulması, tıbbi belgelerin sistemli bir şekilde arşivlenmesi ve doktorlara destek sağlanması gibi görevler, hastanenin aksaksız işlemesi açısından hayati önem taşır. “Tıbbi sekreter nasıl olunur” sorusu özellikle sağlık alanına yönelmek isteyen, idari işlerde titiz çalışmayı seven bireyler için önemli bir başlangıç noktasıdır. Tıbbi sekreterlik, sağlık alanının idari yükünü hafifletirken, çalışanlarına sabit maaş, düzenli çalışma saatleri ve istikrarlı kariyer olanakları sunar. Ayrıca KPSS ile atama yapılabilen bir meslek olması, kamu sektöründe çalışma isteyenler için cazip hale gelmektedir.

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.