Alan değişikliğinden vazgeçerek önceki görev yerlerine dönmek isteyen öğretmen arkadaşlarımızla ilgili süreci başlatan MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün yazısının ikinci paragrafı aynen şöyle: “Bu kapsamda alan değişikliği yapan öğretmenlerden daha önce görev yaptıkları alana ve il'e atanma talebinde bulunanlar olduğu gibi öğrenci velilerinden de bu öğretmenlerin önceki alanlarına geçirilmeleri yönünde talepler gelmektedir.”

            Bakanlığımız aslında alan değişikliği yapan öğretmen arkadaşlarımıza yaşattığı çıkmazı görerek ve onların mutsuzluğunu dikkate alarak geri dönüşlere izin vermemiş, öğrenci velileri istediği için bu uygulamayı hayata geçirmiş. Yani bazı öğrenci velileri (öğrenci velisi olmayan veliler de var demek ki), alan değiştiren öğretmenlerin performanslarını ölçmüşler ve yetersiz bulmuşlar. Demişler ki bizim bakanlığa; “biz bu öğretmenlerin geldikleri yere geri dönmesini istiyoruz, bunları verimsiz buluyoruz.” Bakanlığımızda bunun üzerine olur demiş. Koskoca bakanlık bu durumu baştan öngörememiş, daha sonra tespit edememiş ve bu iyiliği bakanlığımıza bazı öğrenci velileri yapmış. Meğer bizim velilerimiz eğitimden ne kadar da anlıyorlarmış? Bakanlığımız da “bu öğretmenler” diyerek suçluyu tarif etmiş zaten.

            Bakanlık üst düzey yöneticilerinin öğretmene bu bakışı yanlıştır. Öğretmeni veli üzerinden değerlendirerek varılacak sonuç işte bu alan değişikliği gibi olur. Öğretmeni, değersizleştirerek velinin önüne atarsanız kaybeden öğretmen değil toplum olur.

            Eğitim politikamıza yön verenler, eğitim sistemimizin en önemli ve stratejik noktasında öğretmenlerin olduğunu asla unutmamalıdırlar. Getirdiğiniz bütün yenilikleri uzaydan öğretmen getirerek mi uygulayacaksınız? Emri veren değil, uygulayan güçlüdür.

Talat YAVUZ

Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No'lu Şube Başkanı