TOPLU SÖZLEŞME KÜRTAJ EDİLDİ!
Yayınlanma:
Memur-Sen Ankara İl Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Mustafa KIR; ‘TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ RESMEN KÜRTAJ EDİLMİŞTİR.’ dedi.
2012 Yılı toplu sözleşme sürecinin değerlendirildiği Ankara Keçiören Restoranda yapılan Memur-Sen’e bağlı sendikaların Ankara Şube Başkanlarının katıldığı İl İstişare Kurulunun açılışında konuşan Kır’ın konuşması şöyledir:
TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ RESMEN KÜRTAJ EDİLMİŞTİR.
Toplu sözleşme süreci kamu çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır.
Kamu görevlilerinin 1992 yılından beri verdiği mücadele sonucunda 12 Eylül 2010 referandumuyla kazandıkları ve büyük umut besledikleri ilk defa yapılan toplu sözleşme süreci kamu çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır.
Memur-Sen konfederasyonu ve Ona bağlı yetkili sendikalar olarak kamu çalışanlarının sosyal, ekonomik, özlük ve idari haklarını almak için aylarca üzerinde titizlikle çalışarak sunulan tekliflerimiz hükümet kanadının uzlaşma kabul etmez tavrı yüzünden hayata geçirilemediği gibi, ondan sonra yasa gereği devreye giren adeta hükümetin noteri gibi çalışan Kamu Hakem heyeti tarafından da kabul görmemiştir.
Toplu Sözleşme Süreci Resmen Kürtaj Edilmiştir.
Hükümet önce kamu sendikalarına toplu sözleşme hakkı tanıyan uyum yasasını milletvekilliği genel seçimlerinden önce çıkaracağını vaat ettiği halde 18 ay gecikmeli çıkartmak, 666 sayılı KHK’ ile toplu sözleşme masasının konusu olan Ek Ödemeyi kendi inisiyatifi doğrultusunda dağıtmak suretiyle sendikaların kamuoyu nezdinde itibar kaybetmesini sağlamıştır. Sonrada Kamu Hakem Heyetindeki üstünlük durumunu dikkate alarak toplu sözleşme masasında uzlaşmaz yüzünü göstermiştir. En sonunda da Kamu Hakem heyetini baskı altına alarak istediği sonuca ulaşmıştır. EK Ödemeyi sendikalar almadı ben verdim mesajını vermek için meydanlarda övünerek çıkardığı toplu sözleşme yasasının hükümete sağladığı avantaj kullanılarak süreç Kamu İşveren Kurumu tarafından resmen kürtaj etmiştir.
Eşit işe ücreti istismar edilerek, yeni imtiyazlı sınıflar oluşturmuştur.
Hükümet 666 Sayılı KHK kararname gereği farklı bakanlıklarda aynı unvanla çalışan kamu görevlisinin maaşlarını eşitlemek amacıyla cüzi miktardaki iyileştirmeyi piyon olarak kullanmış, öte yandan TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Üst Kurullar gibi kurum ve kuruluşlarda çalışan hizmetli memur sekreter ve şoför gibi çalışanların maaşını normal memur maaşının 3 katına çıkarmıştır. Bir gecede milletvekiline % 60 zam, Müsteşar Genel Müdür gibi üst düzey bürokratlara 772 TL Ek Ödeme vermek suretiyle dar ve sabit gelirli alt birim çalışanlarla üst düzey bürokratlar arasındaki makası açarak yeni imtiyazlı sınıfların oluşmasını sağlamıştır. Üstüne üstlük muadilleri yok gibi komik gerekçelerle öğretmenleri, akademisyenleri, polisleri, din görevlilerini Ek Ödeme Kapsamı dışında bırakmıştır.
Zam oranları gerçekleşen enflasyona göre değil,
Hayalet enflasyona göre belirlenmiştir.
Hükümet 2012 yılı için öngördüğü % 4+4 zam ile 2011 yılında gerçekleşen enflasyona dar ve sabit gelirli memuru ezdirirken, 2013 yılı için öngördüğü %3+3 Lük zamla da bundan sonrada sizi daha da ezeceğim sinyalini vermiştir. Sonrada 2011 yılında yaşanan enflasyon gerçeğini dikkate almadan, 2012 yılında tahmin ettiği hayalet ürünü bir enflasyona kamu çalışanlarını ezdirmediğini iddia etmiştir.
Kamu çalışanların maaş ve ücret toplamı 7800 TL’ye ulaştığı andan itibaren uygulanan vergi sistemi sebebiyle %15, % 20 lik oranda kesinti yapıldığından, hangi oranda zam yapılırsa yapılsın, yıl boyunca yapılan zammın ancak yarısı kadar yansıyacağı bilindiği halde, toplu sözleşme masasında sendikaların % 16’lIk zam ve 314 TL Ek Ödeme taleplerine karşı Yunanistan’a döneriz, ispanyaya benzeriz kriz edebiyatıyla kamuoyu yanıltılmış ve memurun taleplerine karşı açıkça dirsek gösterilmiştir. Yaptıkları haksızlığı örtbas etmek için de Ek Ödeme isteyen eğitim emekçilerine ne yapıyorsunuz da ne istiyorsunuz diyerek Yavuz hırsız misali baskın çıkma yolu tercih edilmiştir.
Şimdi soruyoruz. Neden Rantiye sınıfına defalarca iyileştirme paketi sunulurken, M.Vekili maaşlarına % 60 oranında zam yapılırken, üst düzey bürokratlara yüksek miktarda ek ödeme verilirken İspanya’ya, Yunanistan’a benzemiyoruz da? Biz Milli gelirden adaletin gereği payımızı isteyince İspanya’ya, Yunanistan’a benziyoruz. Hemen kamu maliyesinin düzeni disiplini bozuluyor. Hayır! Bozulan maliyenin düzeni, disiplini değil, devlet hazinesini istedikleri gibi pay etmeyi alışkanlık haline getirenlerin düzeni disiplini bozuluyor.
Hükümet şark kurnazlığını terk edip, dar ve sabit gelirli memurun halini anlamalıdır.
Hükümet şark kurnazlığını terk edip dar ve sabit gelirli memurun halini anlamalıdır. Yaptığı yanlışlığı derhal telafi etmek suretiyle rantiyenin değil toplumun tüm katmanlarının hükümeti olduğunu göstermelidir. Aksi takdirde bize Yunanistan’ı İspanyayı örnek gösterenlere bizde ANAP’ı DYP’i DSP yi örnek göstermesini biliriz..
% 4+4 lük artış daha cebe girmeden alınmıştır.
Oysaki toplu sözleşme öncesinde elektriğe, doğalgaza, akaryakıta, kömüre ve buna bağlı olarak temel gıda ve ihtiyaç maddelerine yapılan zamlarla memur maaşlarına yapılan % 4+4 lük artış daha cebe girmeden alınmıştır. Bu kısır döngü devam ettiği sürece dar ve sabit gelirli memur enflasyon silindirinin altında ezilmeye mahkûm olacak ve iki yakası bir araya gelmeyecektir.
Hükümetin beyanları değil, içlerinde sakladıkları niyetleri toplu sözleşme masasına yansımıştır.
Hükümetin 12 Eylül referandumu sürecinde miting alanlarında Toplu Sözleşme Uyum Yasasını çıkarmada istekli davranması, toplu sözleşme öncesi hükümet yetkililerinin ve ilgili bakanların ‘memuru kesinlikle enflasyona ezdirmeyeceğiz’ yönündeki ifadeleri Ek Ödeme konusunda yapılan yanlışlığın toplu sözleşme masasında çözebileceklerine dair kanaatin oluşturulması, gerek toplu sözleşme masasına oturma hakkı olan Kamu sendikalarını, gerekse kamu çalışanlarını haklı olarak olumlu bir beklenti içerine sokmuştur.
Ancak Hükümetin alanlardaki sözlerinden ziyade içinde sakladıkları gerçek niyetleri toplu sözleşme masasına yansıması ve kamu hakem heyetini de baskı altında tutmaları sebebiyle toplu sözleşme süreci tek kelimeyle kamu sendikaları ve kamu çalışanları açısından hüsranla sonuçlanmıştır. Bu vebal sendikalara değil, hükümete aittir.
Ferman Hükümetinse Alanlar Bizimdir.
Bu toplu sözleşme süreci bize bir ders olmuştur. Buradan sendikal açısından gerekli dersi almak, rotamızı buna göre belirlemek zorundayız. Kamu çalışanlarının özellikle üyelerimizin dikkatini çekmek istiyorum. Hükümetler kesinlikle karşılarında güçlü bir sivil toplum, güçlü bir sendika görmek, yetkilerini paylaşmak istemiyorlar. İçinde bulunduğumuz süreçte haklarımızı almak için mücadele veren sendikaları değil, hakkımızı vermeyen iktidarı sorgulamak zorundayız.
Bizi eli kolu kelepçeli mahkûm gibi görenlere, mahkum olmadığımızı göstereceğiz. Milli gelirin adil paylaşılmadığına ve kendimize haksızlık yapıldığına inanıyorsak haksızlık karşısında asla susmayacağız ve yılmayacağız. Ferman Hükümetinse Alanlar Bizimdir diyerek emekten gelen gücümüzü sonuna kadar kullanacağız. [email protected]
TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ RESMEN KÜRTAJ EDİLMİŞTİR.
Toplu sözleşme süreci kamu çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır.
Kamu görevlilerinin 1992 yılından beri verdiği mücadele sonucunda 12 Eylül 2010 referandumuyla kazandıkları ve büyük umut besledikleri ilk defa yapılan toplu sözleşme süreci kamu çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır.
Memur-Sen konfederasyonu ve Ona bağlı yetkili sendikalar olarak kamu çalışanlarının sosyal, ekonomik, özlük ve idari haklarını almak için aylarca üzerinde titizlikle çalışarak sunulan tekliflerimiz hükümet kanadının uzlaşma kabul etmez tavrı yüzünden hayata geçirilemediği gibi, ondan sonra yasa gereği devreye giren adeta hükümetin noteri gibi çalışan Kamu Hakem heyeti tarafından da kabul görmemiştir.
Toplu Sözleşme Süreci Resmen Kürtaj Edilmiştir.
Hükümet önce kamu sendikalarına toplu sözleşme hakkı tanıyan uyum yasasını milletvekilliği genel seçimlerinden önce çıkaracağını vaat ettiği halde 18 ay gecikmeli çıkartmak, 666 sayılı KHK’ ile toplu sözleşme masasının konusu olan Ek Ödemeyi kendi inisiyatifi doğrultusunda dağıtmak suretiyle sendikaların kamuoyu nezdinde itibar kaybetmesini sağlamıştır. Sonrada Kamu Hakem Heyetindeki üstünlük durumunu dikkate alarak toplu sözleşme masasında uzlaşmaz yüzünü göstermiştir. En sonunda da Kamu Hakem heyetini baskı altına alarak istediği sonuca ulaşmıştır. EK Ödemeyi sendikalar almadı ben verdim mesajını vermek için meydanlarda övünerek çıkardığı toplu sözleşme yasasının hükümete sağladığı avantaj kullanılarak süreç Kamu İşveren Kurumu tarafından resmen kürtaj etmiştir.
Eşit işe ücreti istismar edilerek, yeni imtiyazlı sınıflar oluşturmuştur.
Hükümet 666 Sayılı KHK kararname gereği farklı bakanlıklarda aynı unvanla çalışan kamu görevlisinin maaşlarını eşitlemek amacıyla cüzi miktardaki iyileştirmeyi piyon olarak kullanmış, öte yandan TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Üst Kurullar gibi kurum ve kuruluşlarda çalışan hizmetli memur sekreter ve şoför gibi çalışanların maaşını normal memur maaşının 3 katına çıkarmıştır. Bir gecede milletvekiline % 60 zam, Müsteşar Genel Müdür gibi üst düzey bürokratlara 772 TL Ek Ödeme vermek suretiyle dar ve sabit gelirli alt birim çalışanlarla üst düzey bürokratlar arasındaki makası açarak yeni imtiyazlı sınıfların oluşmasını sağlamıştır. Üstüne üstlük muadilleri yok gibi komik gerekçelerle öğretmenleri, akademisyenleri, polisleri, din görevlilerini Ek Ödeme Kapsamı dışında bırakmıştır.
Zam oranları gerçekleşen enflasyona göre değil,
Hayalet enflasyona göre belirlenmiştir.
Hükümet 2012 yılı için öngördüğü % 4+4 zam ile 2011 yılında gerçekleşen enflasyona dar ve sabit gelirli memuru ezdirirken, 2013 yılı için öngördüğü %3+3 Lük zamla da bundan sonrada sizi daha da ezeceğim sinyalini vermiştir. Sonrada 2011 yılında yaşanan enflasyon gerçeğini dikkate almadan, 2012 yılında tahmin ettiği hayalet ürünü bir enflasyona kamu çalışanlarını ezdirmediğini iddia etmiştir.
Kamu çalışanların maaş ve ücret toplamı 7800 TL’ye ulaştığı andan itibaren uygulanan vergi sistemi sebebiyle %15, % 20 lik oranda kesinti yapıldığından, hangi oranda zam yapılırsa yapılsın, yıl boyunca yapılan zammın ancak yarısı kadar yansıyacağı bilindiği halde, toplu sözleşme masasında sendikaların % 16’lIk zam ve 314 TL Ek Ödeme taleplerine karşı Yunanistan’a döneriz, ispanyaya benzeriz kriz edebiyatıyla kamuoyu yanıltılmış ve memurun taleplerine karşı açıkça dirsek gösterilmiştir. Yaptıkları haksızlığı örtbas etmek için de Ek Ödeme isteyen eğitim emekçilerine ne yapıyorsunuz da ne istiyorsunuz diyerek Yavuz hırsız misali baskın çıkma yolu tercih edilmiştir.
Şimdi soruyoruz. Neden Rantiye sınıfına defalarca iyileştirme paketi sunulurken, M.Vekili maaşlarına % 60 oranında zam yapılırken, üst düzey bürokratlara yüksek miktarda ek ödeme verilirken İspanya’ya, Yunanistan’a benzemiyoruz da? Biz Milli gelirden adaletin gereği payımızı isteyince İspanya’ya, Yunanistan’a benziyoruz. Hemen kamu maliyesinin düzeni disiplini bozuluyor. Hayır! Bozulan maliyenin düzeni, disiplini değil, devlet hazinesini istedikleri gibi pay etmeyi alışkanlık haline getirenlerin düzeni disiplini bozuluyor.
Hükümet şark kurnazlığını terk edip, dar ve sabit gelirli memurun halini anlamalıdır.
Hükümet şark kurnazlığını terk edip dar ve sabit gelirli memurun halini anlamalıdır. Yaptığı yanlışlığı derhal telafi etmek suretiyle rantiyenin değil toplumun tüm katmanlarının hükümeti olduğunu göstermelidir. Aksi takdirde bize Yunanistan’ı İspanyayı örnek gösterenlere bizde ANAP’ı DYP’i DSP yi örnek göstermesini biliriz..
% 4+4 lük artış daha cebe girmeden alınmıştır.
Oysaki toplu sözleşme öncesinde elektriğe, doğalgaza, akaryakıta, kömüre ve buna bağlı olarak temel gıda ve ihtiyaç maddelerine yapılan zamlarla memur maaşlarına yapılan % 4+4 lük artış daha cebe girmeden alınmıştır. Bu kısır döngü devam ettiği sürece dar ve sabit gelirli memur enflasyon silindirinin altında ezilmeye mahkûm olacak ve iki yakası bir araya gelmeyecektir.
Hükümetin beyanları değil, içlerinde sakladıkları niyetleri toplu sözleşme masasına yansımıştır.
Hükümetin 12 Eylül referandumu sürecinde miting alanlarında Toplu Sözleşme Uyum Yasasını çıkarmada istekli davranması, toplu sözleşme öncesi hükümet yetkililerinin ve ilgili bakanların ‘memuru kesinlikle enflasyona ezdirmeyeceğiz’ yönündeki ifadeleri Ek Ödeme konusunda yapılan yanlışlığın toplu sözleşme masasında çözebileceklerine dair kanaatin oluşturulması, gerek toplu sözleşme masasına oturma hakkı olan Kamu sendikalarını, gerekse kamu çalışanlarını haklı olarak olumlu bir beklenti içerine sokmuştur.
Ancak Hükümetin alanlardaki sözlerinden ziyade içinde sakladıkları gerçek niyetleri toplu sözleşme masasına yansıması ve kamu hakem heyetini de baskı altında tutmaları sebebiyle toplu sözleşme süreci tek kelimeyle kamu sendikaları ve kamu çalışanları açısından hüsranla sonuçlanmıştır. Bu vebal sendikalara değil, hükümete aittir.
Ferman Hükümetinse Alanlar Bizimdir.
Bu toplu sözleşme süreci bize bir ders olmuştur. Buradan sendikal açısından gerekli dersi almak, rotamızı buna göre belirlemek zorundayız. Kamu çalışanlarının özellikle üyelerimizin dikkatini çekmek istiyorum. Hükümetler kesinlikle karşılarında güçlü bir sivil toplum, güçlü bir sendika görmek, yetkilerini paylaşmak istemiyorlar. İçinde bulunduğumuz süreçte haklarımızı almak için mücadele veren sendikaları değil, hakkımızı vermeyen iktidarı sorgulamak zorundayız.
Bizi eli kolu kelepçeli mahkûm gibi görenlere, mahkum olmadığımızı göstereceğiz. Milli gelirin adil paylaşılmadığına ve kendimize haksızlık yapıldığına inanıyorsak haksızlık karşısında asla susmayacağız ve yılmayacağız. Ferman Hükümetinse Alanlar Bizimdir diyerek emekten gelen gücümüzü sonuna kadar kullanacağız. [email protected]
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.