Yetkili Sendika “Yetkisini! “ Ne Zaman Kullanacak ?
Yayınlanma:
Ben sendikacı değilim, doğrusu sendikacılık da yapmıyorum. Ama şu anki yetkili sendika da sendikacılık yapmıyor; Öğretmenlerden aldığı gücü diğer sendikalarla uğraşmak için kullanıyor. Gözlemlediğim ve emin olduğum, mevcut yetkili sendikanın temel yanlışı 'hükümet yanlısı' bir tavır içerisinde olmasıdır. Oysa öğretmenler sayesinde yetkiyi alan ve bu güce kavuşan sendikanın, öğretmenlerden taraf olması ve her ortamda haklarını savunması gerekir.
Bakın durumun böyle olduğunu ispatlayan birkaç örnek vereyim. Uğruna sendika olduğunu unutup oy topladığı toplu sözleşme masasından, memurlar ve özellikle öğretmenler adına çok büyük bir hüsranla ayrılmıştı. O zamanda “masadan kalkın ve zaman geçmeden birlikte eylem yapalım, hükümetin bize sadakadan başka önerisi yok” diyen sendikalara karşıda hükümetin bir organı gibi tepki göstermişti. “Gerekirse meydanları tek başımıza doldururuz” demiş; Üyelerine gönderdiği mesajlardaki hiçbir kazanımı elde edemeyince, görüşmeler sonuçlandıktan sonra “on beş dakikalık” cılız bir eylemle hükümetin verdiği zammı “güya” protesto etmişti. Hatta protestoya katılan üyeleri “Böyle eylem mi olur? diyerek diğer sendikalardaki arkadaşlarının eylemlerine katılmışlardı.
Sınıf öğretmenlerinin mağdur edildiği bu sisteme “gözü kapalı” destek veren mevcut yetkili sendikaydı. Diğer sendikalarca yapılan iyi niyetli uyarılara ve önerilere tepki gösteren ve hükümet adına tepkilere göğüs geren de mevcut yetkili sendikaydı.
“sınıf öğretmenlerinin yüzde yirmisi “norm fazlası olacak” denildiğinde masada bir yumrukla, “sınıf öğretmenlerinin güvencesi biziz” diye ilanlar yayınlayan da mevcut yetkili sendikaydı.
Şimdi atmış sekiz bin sınıf öğretmeni norm fazlası oldu ve akıbetleri belli değil. Güvence olduğunu söyleyen sendikadan ise ses seda yok. Sadece üye kaybına uğramamak için internet sayfasından çok cılız açıklamalar yapıyor. Oysa “yetkili sendika” olarak yapılması gereken meydanları doldurmak değil midir? Bir sendika yetkisini, “binlerce üyesi norm kadro fazlası olarak mağdur edildiğinde” değil de ne zaman kullanacak? Açıklamaları, mağdur olan üyelerini de arkasına alarak, alanlarda yapmak ve resimdeki yumruğu bakanlığa göstermek sendikacılığın ve aldığınız yetkinin gereği değil midir?
Ama mevcut yetkili sendika o yumruğu bakanlığa gösteremez. Çünkü sendika olduğunu, üyelerinin haklarını savunmak için kurulduğunu unutmuş ve adeta hükümetin bir organı gibi çalışıyor. Ve üyeleri adına sıktığı yumruğu, hakları gasp edenlere değil de haklarının gasp edildiğini yüksek sesle söyleyip öğretmenlerin haklarını savunanlara savuruyor.
Üyeleri adına bu kadar sessiz kalan sendikayı Libya, Mısır, Suriye’deki özgürlük hareketleri, Afrika’nın açlıkla uğraşan diğer ülkeleri, Filistin gibi görev alanı dışında kalan pek çok konuda meydanlarda yüksek sesle tepki verirken defalarca gördük.
Her konuda çok duyarlı olduğunu, sivil toplum örgütü olarak tepki gösterilmesi gerektiğini söyleyen yetkili sendikayı, nedense kendi görev alanı içinde yüksek sesle tepki gösterirken hiç görmedik.
Bir sivil toplum örgütü olarak sendikalar, yukarıda saydığımız konularda elbette görüşlerini açıklamalı ve tepki göstermeliler. Lakin bunu yaparken zor durumda olan üyelerini de hatırlayıp onların gasp edilen haklarını da savunmayı unutmamalılar. Göstermelik de olsa “internet sendikacılığını” bırakıp meydanları doldurmalılar.
İnternette yayınlanan bildirilere gelince…Yetkili sendikanın maalesef öğretmenlerden aldığı yetkiyi, diğer sendikalarla birleşip bir büyük güce dönüştürmek yerine onlarla bir ayrışmaya gidip, “siz ve biz” şeklinde bir cepheleşmeye neden olduğunu; Bu gücü “intikam” alırcasına diğer sendikalarla kavga etmek için kullanmayı yeğlediğini rahatça görebilirsiniz.
Sözü noktalarsak:
Yetkili sendika, öğretmenlerden taraf olmadığını defalarca göstererek, sendikacılığın temelini bombalamıştır. Binlerce insanı ilgilendiren ve toplumsal bir görev olan sendikacılığı, birkaç koltuk kapmak uğruna kişilere indirgemiştir. Öğretmenlerin, en yüksek mevkiler tarafından ezildiği bir dönemde, öğretmenlerin aidatıyla ayakta duran sendika, sessiz kalarak ya da yaptığı açıklamalarla ezenlerden taraf olmuştur.
Doğrusu ben koltuğun bu kadar “tatlı ve vazgeçilmez” olduğunu düşünmüyorum. Hayatta insanlar için oturdukları koltuklardan çok daha mühim değerler var.
Öyle değil mi?...
Mustafa CEYLAN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.