Nöbet Krizi Derinleşiyor: Öğretmenlere Haftada İki Nöbet Yükü Gündemde

Milli Eğitim Bakanlığı'nın düşük atama politikası, sınıf içi eğitimi olduğu kadar okul güvenliğini de etkiliyor. Okullarda her geçen yıl artan öğretmen açığı, sadece derslerde değil, öğrenci güvenliği açısından kritik olan nöbet görevlerinde de ciddi sorunlara neden olmaya başladı.

Özellikle yeni dönemde, birçok öğretmen aynı hafta içerisinde birden fazla nöbet tutmak zorunda kalacak. İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, bu duruma yasal zemin hazırlarken, sahadaki gerçekler artık sürdürülemez bir noktaya gelmiş durumda.

Ücretli Öğretmenlere Nöbet Görevi Yok

Öğretmen ihtiyacını ücretli öğretmenlerle karşılamaya çalışan sistemde önemli bir boşluk bulunuyor: Mevzuat gereği, ücretli öğretmenlere nöbet görevi verilemiyor. Bu da tüm nöbet çizelgelerinin kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler üzerinden oluşturulması anlamına geliyor.

Örneğin bir okulda 30 öğretmen bulunması gerekirken yalnızca 20’si kadroluysa, haftalık nöbet planı bu 20 öğretmen üzerinden döndürülmek zorunda. Bu da kimi öğretmenlerin haftada iki, hatta üç kez nöbet tutması anlamına gelebiliyor.

Öğretmenler Yıpranıyor, Eğitim Kalitesi Tehlikede

Artan görev yükü, öğretmenlerin tükenmişliğini hızlandırıyor. Yoğun ders saatlerinin yanına eklenen ekstra nöbetler, hem fiziksel hem de psikolojik anlamda ciddi bir baskı oluşturuyor. Sendikalar bu durumun eğitim kalitesini de doğrudan etkilediğini savunuyor.

Sınıf içi hazırlık, veli iletişimi, ölçme-değerlendirme gibi sorumlulukların yanı sıra koridor, bahçe ve kantin gibi alanlarda güvenlik ve düzenin sağlanması, öğretmenlerin asli görevlerinin önüne geçmeye başladı.

Atama Sayısı Yetersiz: Yük En Az 3 Yıl Daha Sürecek

Eğitim uzmanları, mevcut atama politikalarıyla bu durumun kısa vadede çözülemeyeceğini belirtiyor. Önümüzdeki 3 yıl için öngörülen toplam atama sayısının 25 bin civarında kalması, nöbet yükünün kadrolu öğretmenler üzerinde kalmaya devam edeceğini gösteriyor.

Eğitim sendikaları, çözüm için ya mevzuatta düzenleme yapılmasını ya da nöbet görevinin daha adil dağıtılacağı bir sistemin geliştirilmesini talep ediyor. Ayrıca ücretli öğretmenlerin sınırlı sorumluluklarının yeniden gözden geçirilmesi de gündemde.

Öğretmenlerin sadece eğitimin değil, okul güvenliğinin de yükünü taşıdığı bu sistemde, sürdürülebilir çözümler üretilmezse eğitim camiasında ciddi bir motivasyon krizi kaçınılmaz olabilir.